30 Nisan 2014 Çarşamba

Gösteriden Bir Gece Önce Kesilip Modeli Değiştirilen 23 Nisan Elbisesi

Böyle şeyler sadece bizim evde olur diyebileceğim yeni bir çalışma ile karşınızdayım. Konu 23 Nisan gösterileri. Kızım 23 Nisan'da Latife Hanım kostümüyle  vals yapacaktı. Haftalardır çalışıp duruyor, dikilecek elbisenin nasıl güzel olduğunu, yakasında tüller olacağını anlatıp duruyordu. Elbisemiz terziden 22 Nisan akşamı saat 19:30'da geldi. Dümdüz bir elbise. Üzerinde ne tül, ne de başka bir şey var. Bildiğimiz beyaz gölgelik kumaşından dikilmiş, altı kloş, üzeri düz bir elbise. Kızımı provadan almaya gittiğimde hem o, hem öğretmeni büyük bir hayal kırıklığı içindeydi. Elbiseyi gördüğümde "keşke alıp ben dikseydim" diye içimden geçirdim ama belli etmedim. Dönüş yolunda kızımın ısrarları başladı. "Anne n'olursun bu elbiseyi bir şeye benzet" diye. Benim de aklımdan geçiyor ama gösteri ertesi sabah. Dükkanlar kapalı. Hadi aldım, kestim ya olmazsa. Üstelik arada öğretmenler de var. Olmazsa  "sana kim dedi elbiseyi kes diye" demezler mi ? İki elbise diktin diye okulun kostümünü kesmek de neyin nesi? Ama bunları kızıma dinletemedim. Eşim de onun tarafını tutunca gecenin onunda işe koyuldum. Elbisemizin ilk hali şöyleydi:
Görüldüğü gibi terziyim diye geçinenler ne işler çıkarıyor. Elbiseye istenen şey yakanın altından pencere açıp tül dikmek. Tülü tesadüfen malzemelerimi aldığım hobi dükkanının yönlendirmesiyle daha geçen hafta bluzlerimi boncukla süslemek istersem onun üzerine dikerim diye gelinlikçiden hayalet tül adı ile almıştım. Bir şeyin kenarından çıkan en fazla 50 cm eğri büğrü kesilmiş bir atık kumaş.
Mutfağa gidip işimi görebilecek bir tabak aldım. Koydum elbisenin üzerine. Çizdim.

Çizdikten sonra üst kısmını yakanın altından, alt kısmını da çizginin biraz içinden dikiş payı bırakarak kestim. Keserken ellerimin titrediğini söylemem gerekiyor. En son kendimi "aman ne yapayım, olmadı camdaki güneşlikleri çıkarır elbiseyi yeniden dikerim" diye teselli ettim. Çizgilerden dikkatlice ütüledim. Sonra tülü yerleştirdim. Hiç adetim değilken ince ince teğelledim.
Sonra da makinede diktim. Tam köşelere gelen yerlerini içe kıvırdım. Bitti gitti.
Çok uzun sürmeyen, ama beni psikolojik olarak çok geren bir çalışma oldu. Artık evde ne bulursam pencere açabilirim. Ertesi gün öğretmeni gördüğünde şok geçirmiş ama çok da beğenmiş. Elbisemizin son hali şöyle oldu:

Gösterimiz de harikaydı. Gecikmeli de olsa herkesin 23 Nisan'ı kutlu olsun.

7 yorum:

  1. iyi cesaret etmişsin canım,gayette güzel olmuş ellerine sağlık..

    YanıtlaSil
  2. bence de güzel olmuş ellerine sağlık...

    YanıtlaSil
  3. Harika olmuş, ellerinize sağlık

    YanıtlaSil
  4. Gerçekten iyi cesaret ama bunu yaparken nasıl gerildiginizi tahmin edebiliyorum sonuç olarak cok güzel iş cıkarmışsınız aynı zamanda bu tabak fikri de kafamda birkaç fikir doğmasına sebep oldu örnegin bebe yaka kalıbı gibi;)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sormayın nasıl gerildim. Neyse ki istediğim gibi oldu. Tabakları yalnızca bebe yakada değil, genelde tüm yuvarlak yakalarda kullanıyorum. Tabağı yaka açıklığını nasıl istiyorsam , iki omuza denk gelecek şekilde yerleştiriyorum. Kayık tabaklar da harika oluyor. sevgiler...

      Sil